DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

“TÜRKİYE HEKİMLERİNİ KAYBEDİYOR!”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“TÜRKİYE HEKİMLERİNİ KAYBEDİYOR!”

Mersin Tabip Odası 18 ayda yaklaşık 8 bin doktorun kamu hastanelerinden istifa ettiğine dikkat çekerek hekimlerin 10 acil talebinin yerine getirilmemesi halinde bu istifaların artacağını vurguladı.

Mersin Tabip Odası Türkiye’nin hekimlerini kaybettiğine dikkat çekerek “Hekimlerin 10 acil talebi yerine getirilmezse kamudan istifalar ve hekimlerin yurt dışına gitme başvuruları artarak devam edecektir” açıklaması yaptı. Hekim göçünün yürürlüğe giren Sağlıkta Dönüşüm Programının bir sonucu olduğunu söyleyen Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır, “Sağlıkta dönüşüm programının getirdiği iş yükü ise artık hekimler için dayanılmaz noktalara gelmiştir. Sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte hekimler daha fazla çalışma, az ücret, şiddet ve statü kaybı yaşadılar. Türkiye’de hekimlerin yarısından fazlasının yurt dışı planı var” dedi.

“SAĞLIKTA ŞİDDET ARTIK SIRADAN OLMAYA BAŞLADI”

Hekimlerin, maaşlarının üstüne sabit ek ödeme bile eklense bile yoksulluk sınırının altında ücret aldığına dikkat çeken Nesanır, ülkedeki doktorların en az yarısının neredeyse hiç performans ödemesi almadığından söz etti. Sağlıkta şiddet olaylarına da dikkat çeken Nesanır, “Hekimlerin neredeyse yüzde 80-90’ı mesleğinde en az bir kez sözlü ve fiziki şiddete maruz kalmıştır. Sağlık sistemindeki kışkırtılmış politikalar sonrası oluşan iş yükü ve sağlık sistemindeki yığılmalar gittikçe artmaktadır. Buna bir de liyakatsiz yöneticilerin uygulamaları eklendiğinde bu yük artık bizler için katlanılır olmaktan nicedir çıkmıştır. Ayrıca talep çok artırılmış durumda, beklenti çok artırılmış durumda. Hekimin karşısına gittiğinizde hekim size bir kez dokunduğunda, soru sorduğunda bütün sorunlarınız hallolacak veya siz ne isterseniz hekim onu yapacak gibi bir algı yaratılmış durumda. Bu da hekimin, gerçek hekimlik yapmasını engelliyor. İnsanlar başka alanlarda mutsuz. Bunu bir şekilde hekimlerden ve sağlık çalışanlarından çıkarıyorlar. Hekim çok korumasız çalışıyor. Önünde bir sekreteri yok, kapının önünde sosyal hizmetler uzmanları yok, kapıyı açan da sizsiniz, hastayı oturtan da sizsiniz, (bilgileri) bilgisayara giren de sizsiniz, hastaya cevap veren de, muayene eden de… Ve bütün bunları 3 dakika içinde yapmak zorundasınız. Bütün bunlar sağlıkta şiddeti maalesef artıran etmenler” şeklinde konuştu.

“HEKİM SAYISI GİDEREK AZALIYOR KAMUDA”

Kamu hastanelerindeki çalışma koşulları nedeniyle çoğu hekimin özelde çalışmayı tercih ettiğini belirten Nesanır, hekimleri tatmin edecek bir düzenlemenin acilen yapılması gerektiğini söyledi. Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre, 18 ayda yaklaşık 8 bin doktorun kamu hastanelerinden istifa ettiği ve bu durumun devam etmesi halinde sağlıkta kaos yaşanacağı uyarısında bulunan Nesanır, şunları söyledi:

“Hastanedeki kuyrukların bir nedeni de bu. Çoğunluğu özele geçiyor, kamudan ayrılıyorlar. Hekim sayısı giderek azalıyor kamuda. İkincisi erken emekli olup, mesleği tamamen bırakıyorlar. Bu yetişmiş iş gücünün kamudan çekilmesi büyük bir sorun. İktidarın bunu bir an önce görüp, gerekli düzenlemeleri yapması lazım. Hekimleri tatmin edecek bir düzenlemeye acilen ihtiyaç var.

Şehir hastanelerine akıtılan milyarlarca dolar kira ve hizmet bedeli yüzünden halkın sağlığına yönelik harcamalara para bulmakta ve yetişmiş hekimleri kamu hastanelerinde tutmakta zorlanan iktidar bir çözüm politikası oluşturmuş değildir.”

TALEPLER

Çözüm iktidar tarafından bir an önce 10 acil talebimizin yerine getirilmesindedir.

TTB’nin önerdiği “Sağlıkta Şiddet Yasası” acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır.

Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.

Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır.

Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir.

OSGB’lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir.

Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL’ye çıkarılmalıdır.

Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.

COVID-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalıdır.

Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.

 

reklam