Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs salgınındaki son durum hakkında bilgi vererek, “En kötü günlerimiz geride kaldı” ifadelerini kullanmıştı. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, riskin hala mevcut olduğuna dikkat çekerek, “Ramazan Bayramı yaklaşıyor. Vakaların aniden artması riski göze alınmamalıdır. Tedbirlerin sıkılaştırılması konusunda hükümetin çok daha ciddi bir tutum içerisine girmesi gerekmektedir” dedi.
Elvan KONUK
Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, pandemi tedbirlerindeki gevşemeyi yanlış yönetilen salgın sürecine bağlayarak, riskin hala olduğunu ve işin şansa bırakılmaması gerekildiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın şehirler üzerinden ölüm oranlarını paylaşmayı bıraktığını ve ‘vakalar azaldı’ şeklindeki bilgilerin daha az test yapılmasıyla doğru orantılı olduğunu ifade etti.
“YANLIŞ BİR YOLA GİRİLDİ”
İnsanların koronavirüs tedbirlerinden vazgeçtiğine dikkat çeken Antmen, bunu hükümetin ve özellikle de Sağlık Bakanlığı’nın tavrına bağladı. Antmen, “Sağlık Bakanlığı Mart ayının başında açıkladığı “Virüs etkisini kaybetmiştir, önlemleri gevşetiyoruz” kararı ile çok yanlış bir yola girmiş ve adeta salgın yokmuş gibi davranmaya başlamıştır. İki yılı aşkın bir süredir önlemlerin sürüyor olmasının halkta yarattığı bıkkınlık ve ekonomik, siyasi kriz nedeniyle yaşanan umutsuzluğu da bunlara eklediğimizde halkın önlemlerden vazgeçmesi çok şaşırtıcı değildir. Hükümet her ne kadar kapalı alanlarda maske takın diyor ise de artık vatandaş hükümete güvenmiyor ve ölümü göze alarak tedbirlerden uzaklaşıyor. Toplu taşımada maske takmama, mesafe ile ilgili önlemlere karşı ilgisizlik bu bıkkınlığın ve hükümetin bugüne değin pandemiyi yönetememesine bağlı güvensizliğin doğrudan bir sonucudur” dedi.
“NÜFUSUN YÜZDE 32’Sİ AŞILANDI”
Türkiye nüfusunun yalnızca yüzde 32’sinin aşılandığını ve önlemlerin azaltılması için bu oranın daha yüksek olması gerektiğine dikkat çeken Antmen, “Gerek ulusal ve gerekse uluslararası alanda önlemlerin azaltılmasının tek bir yolu vardır o da aşılama oranıdır. Bugün için tam doz aşılı olarak değerlendirilmesi gereken şema en az üç doz Biontech aşısı yapılmış olanlardır ki bizim ülkemizde bu sayının çok düşük olduğu açıktır. Gerek Sinovac, gerekse de Biontech olarak üç doz aşı yapılmışların sayısı 27 milyon 700 bindir. Bu da nüfusun yüzde 32’sidir. Bu oran nüfusumuzdaki mülteci ve sığınmacılar katılmadan belirlenen bir orandır. Oysa uluslararası arenada önlemleri gevşeten ülkelerin önemli kısmı aşılarını yüzde 70’lere çıkarmışlardır. Bilimsel olarak aslında bu oran da yetersizdir ve acilen aşı oranımızı yüzde 85’lere çıkarmamız gerekmektedir” diye konuştu.
“HER AN ÖLDÜRÜCÜ BİR MUTASYONLA KARŞI KARŞIYA KALINABİLİR”
Vaka sayısının düşüp düşmediğinin anlaşılması için yeterince test yapılmadığını belirten Antmen, günlük ölüm sayısının hafife alınmaması gerektiğinin altını çizdi. İşin şansa bırakılmaması gerektiği üzerinde duran Antmen, “Vaka sayısının düşüp düşmediğini anlamak için yeterli test yapılması gerekmektedir. Tedbirlerin azaltılmaya başlandığı Mart ayına değin günlük test sayımız 350 bin civarındaydı. Son bir haftadır 180 bin civarında test yapılıyor. Günlük ölüm sayımız da hâlâ 30 civarında. Bu rakamlar hiç de hafife alınacak rakamlar değildir ve buradaki asıl risk, önlemlerin gevşetilmesi nedeniyle virüsün çok rahat hareket ediyor olması ve her an daha öldürücü bir mutasyonla karşı karşıya kalma riskidir. Bilimsel yolu tercih etme yerine işimizi şansa bıraktığımızda belki şans bizden yana olabilecektir ama tam aksi olduğunda yine çok daha fazla sayıda insanın ölmesi, çok fazla sayıda insanın yoğun bakım ihtiyacının doğması gibi bir tehlike bizi beklemektedir. Mayıs başında yaşayacağımız Ramazan Bayramı nedeniyle vakaların aniden artması riskini göze almamalı ve tedbirlerin sıkılaştırılması konusunda hükümetin çok daha ciddi bir tutum içerisine girmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.