DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Kocamaz; “Toplumda şiddet sıradanlaştı”

Türkiye’de son yıllarda, hemen hemen her alanda şiddetin boyutunun arttığına dikkat çeken İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “Toplumda sıradan, basit sokak olayları ve aile içi kavgalar artık neredeyse cinayetle sonuçlanmaya başlamıştır. İş yeri baskınları, silahlı saldırılar, kurşunlama ve cinayet gibi çete olayları sokakları tehlikeli ve güvensiz hâle getirmiştir. Sokak ortasında güpegündüz iki grup arasında yaşanan silahlı çatışmalarda hiç suçu ve günahı olmayan masum insanlar hayatını kaybetmeye başlamıştır. Ülkemiz, son yıllarda kadın ve çocuklara yönelik şiddet haberleriyle sarsılmaktadır. 2024 yılının ilk on aylık döneminde 357 kadın öldürülmüş, kadın ve bebek cinayetleri artmış, sokaklar âdeta savaş alanına dönüşmüştür” dedi.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kocamaz; “Toplumda şiddet sıradanlaştı”

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, TBMM’de görüşülen 166 sıra sayılı Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin birinci bölümü üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına söz aldı. Türkiye’de son yıllarda, hemen hemen her alanda şiddetin boyutunun arttığına dikkat çeken Kocamaz, “Toplumda sıradan, basit sokak olayları ve aile içi kavgalar artık neredeyse cinayetle sonuçlanmaya başlamıştır. İş yeri baskınları, silahlı saldırılar, kurşunlama ve cinayet gibi çete olayları sokakları tehlikeli ve güvensiz hâle getirmiştir. Sokak ortasında güpegündüz iki grup arasında yaşanan silahlı çatışmalarda hiç suçu ve günahı olmayan masum insanlar hayatını kaybetmeye başlamıştır. Ülkemiz, son yıllarda kadın ve çocuklara yönelik şiddet haberleriyle sarsılmaktadır. 2024 yılının ilk on aylık döneminde 357 kadın öldürülmüş, kadın ve bebek cinayetleri artmış, sokaklar âdeta savaş alanına dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.

“GÖÇ İDARESİ’NİN VERİLERİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR”

Türkiye’de bulunan sığınmacı ve kaçak sayısının dünyadaki 97 ülkenin nüfusunu aştığına dikkat çeken Kocamaz, “Sadece son on yılda Türkiye’de mülteciler arasındaki 13 yaşında başlayan evlilikler yüzünden doğan bebek sayısı 1 milyonu aşmıştır. Bu nedenle, Göç İdaresi Başkanlığının “3 milyonluk sığınmacı” verisi gerçeği yansıtmamaktadır. Sadece 2005-2024 yılları arasında Türkiye’de yakalanan kaçak göçmen sayısı toplamda 2 milyon 667 bin 379’a ulaşmıştır. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısı en az 5 milyonun üzerindedir ve bu Suriyeli sığınmacıların doğum oranı 5,3 iken Türk vatandaşlarının doğum oranı 1,6’dır. Türk vatandaşlarının doğum oranı yalnızca 1,6 durumunda iken böyle giderse on yıl içerisinde sadece Suriyeli sığınmacıların sayısı 20 milyonu aşacaktır. Yapılan simülasyonlara göre Afganistan’dan, Pakistan’dan, Irak, İran ve Afrika’dan gelen kaçaklarla birlikte 2030’lu yıllarda Türkiye’deki yabancı varlığı 30 milyonu geçecek; Türk millî kimliği ve Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir tehlikeyle karşı karşıya gelecektir. Durum böyleyken Sayın Cumhurbaşkanı Lübnan’dan gelenler olursa onlara da kapımızın açık olduğunu söyleyebilmiştir. Daha şimdiden Suriyeli sığınmacılar ve kaçak göçmenler Türkiye için bir beka sorununa dönüşmüştür. Suriyeli sığınmacılar, Emniyet teşkilatı için de büyük tehdit oluşturmaktadır. Kaçak sığınmacılar ülkemizi âdeta istila etmiş, kayıtsız bir şekilde ülkemizin her köşesinde rahatça dolaşabilmektedir. Bunların takibi, ne iş yaptıkları ve nerede yaşadıkları Emniyet teşkilatımız tarafından dahi bilinmemektedir. 1934 yılında rahmetli Atatürk döneminde çıkan İskân Kanunu’na göre bir belde, bölge, ilçe ya da mahalledeki yabancı varlığının yüzde 10’u geçmemesi gerekiyor. AKP, bu düzenlemeyi 2006 yılında sanki bugünleri görerek yürürlükten kaldırmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırılmamış olsaydı bugün İstanbul, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Adana ve Mersin’de bu kadar Suriyeli sığınmacı olmayacaktı. Ülkemizin huzur ve güveni açısından öncelikle Suriyeli sığınmacılar ve kaçak göçmenler ülkelerine bir an önce geri gönderilmelidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk varlığının parayla satılması sonucu ne yazık ki Türkiye, uluslararası suç örgütlerinin mekânı hâline gelmiştir. Kolay vatandaşlık, iktidar tarafından 2017 yılında Türk vatandaşlığını âdeta parayla satmaya yönelik bir uygulamaya dönüşmüştür. İlk olarak, o dönemde, Türkiye’den alınan 1 milyon dolarlık konut karşılığında Türk vatandaşlığı verilmeye başlanmış; daha sonra bu rakam 250 bin dolara kadar düşürülmüş, daha sonra da muhalefetten gelen tepkiler üzerine 400 bin dolara çıkarılmıştır. Yeryüzünde, bizdeki kadar kolay vatandaşlık veren herhangi bir ülke kalmamıştır. Vatandaşlık, sadece Pasifik adalarındaki bazı ülkelerde bizdeki kadar kolay alınabilmektedir” şeklinde konuştu.

“RAKAMLAR GİZLENİYOR”

“Rakamlar gizlendiği için kaç kişiye Türk vatandaşlığı verildiğini hiçbirimiz bilmiyoruz fakat TÜİK verilerine göre bile 2022 yılında 67.490 yabancıya konut satılmış ve aileleriyle birlikte vatandaş yapılmışlardır. International SOS 2024 yılı raporuna göre Türkiye, güvenlik kategorisinde orta riskli ülkeler arasında yer almıştır. Bu kategoride İran, Suudi Arabistan, Mısır ve Hindistan’ın yanı sıra Cezayir, Tunus ve Nijer ile Brezilya, Kolombiya ve Ekvador gibi ülkeler yer almaktadır. Türkiye, Küresel Organize Suç Endeksi’nin 2023 raporuna göre de Avrupa’da organize suçun en yüksek olduğu ülke olmuştur; organize suç düzeyi bakımından Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülke arasında 14’üncü sırada yer almaktadır” ifadelerini kullanan Kocamaz, “Bu kötü tabloyu değiştirmek yerine iktidar, seyretmekle yetinmekte ve Lübnanlı sığınmacılara da bu işin önünü arkasını düşünmeden kapıyı hesapsız kitapsız bir şekilde tamamen aralamaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle polislerimizin askerlik borçlanması konusunda yaşadıkları sorunlara mutlaka bir çözüm getirilmelidir. Emniyet Teşkilatı Kanunu’nda 2015 yılında yapılan düzenleme, yüksekokul mezunu ve 2015 öncesi göreve başlayan polis memurlarını da mağdur etmiştir. B grubu amirler, lisans mezunu olmalarına rağmen A grubu amir statüsüne daha sonra yükseltilmiş ancak bazı özlük haklarına “Yasa geriye işlemez.” denilerek engel olunmuştur. Kaymakamlık mesleği, toplumun ihtiyaçlarını anlayarak halkla iç içe olan, kamu düzenini sağlama sorumluluğu taşıyan ve etkili bir yönetim anlayışı getiren önemli bir görevdir. Bu nedenle, kaymakamlık görevini üstlenecek kişilerin mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinliklere tam anlamıyla sahip olmaları gerekir. Teklifin 3’üncü maddesinde mülkiye müfettişlerinin görev ve yetkileri düzenlenmiş, sınırsız yetkiler verilmişti; müfettişler, gizlilik derecesini haiz olan her şeye el koyabilecekti. Komisyonda yapılan görüşmeler sırasında, müfettişlerin verilen yetkileri inceleme yaptıkları dosyayla sınırlandırıldı; aksi takdirde, bu düzenleme getirildiği hâliyle çok sorunlu bir düzenleme olacaktı. Birinci bölümde yer alan 16’ncı maddeyle ise yabancı memleketlere gönderilecek noterlik işlemlerinin altındaki mühür ve imzanın onanması işleminin tüm valilik ve kaymakamlıklarca yapılabilmesi sağlanmaktadır. Yabancı ülkelere gönderilecek noterlik işlemlerinin altındaki mühür ve imzanın onaylanmasının yalnızca noterliğin bulunduğu ildeki valilik tarafından yapılması yerine tüm valilik ve kaymakamlıklara yaygınlaştırılması, güvenlik ve doğruluk açısından çeşitli riskler taşımaktadır. Teklifin 17’nci maddesiyle, araç veya gemi kiralama işiyle uğraşan işletmelerin yöneticileri, kiralanan araçların tüm bilgilerini, kiracıların kimlik bilgilerini ve kira sözleşmelerine ait tüm bilgi ve belgeleri beş yıl süreyle saklamak durumundadır ancak Komisyonda bu üç yıla indirilmiştir. Ayrıca, kiralanan araçlarda GPS cihazı bulundurulması ve araçların konum bilgilerinin en az üç yıl saklanması düzenlenmiş ancak Komisyonda bu konuda büyük tartışmalar yaşanmıştır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin bazı maddeleri toplumun beklentisi olarak tarafımızca olumlu görülüp desteklenmekle birlikte bazı düzenlemeler vatandaşlarımız açısından olumsuzluk yaratacaktır” dedi.

reklam