DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNİN HUKUKİ BOYUTU / AVUKAT SAHRA DÜZGÜN TUCEL’İN KÖŞE YAZISI

Yayınlanma Tarihi : Google News
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNİN HUKUKİ BOYUTU / AVUKAT SAHRA DÜZGÜN TUCEL’İN KÖŞE YAZISI

Seçim heyecanın en yüksek olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herkesin aklında seçimlerin hukuki niteliğini yani hukuktaki adıyla “seçim hukukunu” merak eder hale geldi. Seçim hukukunu en kısa ve yalın haliyle anlatmaya çalışacağım.

Ülkemizde yönetim yetkisinin kaynağı, dolayısıyla meşruiyetin temeli seçimlerdir.  Yönetilenlerin kendi kaderleri ile ilgili kararlar alıp, icraatlar yapması için siyasi iktidarlara düzenli aralıklarla yapılan seçimler aracılığıyla yetki vermektedir. Yönetimin meşru olabilmesi ve bir ülkede seçime duyulan güven çok önemlidir. Seçimleri kazanan veya kaybeden partiler değişir; kaybeden kazanır, kazanan kaybeder ancak seçime duyulan güven kaybedilirse onun telafisi olmayacaktır. O yüzden seçimlerin saygınlığını korumak gerekir.

Meclis ve cumhurbaşkanı seçimlerinin günü ve takvimi Anayasa ve seçim kanunlarında belirlenmiştir. 1982 Anayasası’nda 2017’de yapılan 6771 sayılı Anayasa değişikliği gereğince cumhurbaşkanı ve meclis seçimleri beş̧ yılda bir ve aynı günde yapılmaktadır (m. 77). Buna göre yeni hükümet sisteminde ister vaktinde isterse erken olsun cumhurbaşkanı ve meclis seçimlerinin birlikte aynı gün yapılması esastır. Yine aynı maddenin devamında da “Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev sürelerinin dolmasından önceki son Pazar günü oy verme günüdür. Görev süresi, birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.” İfadesi yer almaktadır.

Genellikle seçimlerin yenilenmesi kararı yasama ve/veya yürütme organları tarafından alınmaktadır. Eğer Meclis kendisi seçimlerin yenilenmesine karar vermişse buna “erken seçim” veya “öz fesih” (kendi kendini fesih) adı verilmektedir.

TBMM kararı ile 14 Mayıs 2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimleri ile milletvekilliği seçimleri yapılmıştır. Yapılan bu seçim ile meclis vekilleri belli olur iken cumhurbaşkanlığı seçilebilme şartı olan %50,1 oranına adaylardan hiçbiri yakalayamamıştır. Bu neden ile Türkiye bugün yani 28 Mayıs 2023 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimi için ikinci kez sandık başına gitmiştir.

İki seçim arasında en çok merak edilen sorulardan biri ise ilk seçimde henüz 18 yaşını doldurmayan ama ikinci turda 18 yaşını dolduran bireylerin oy kullanıp kullanamayacağı idi. Anayasa gereği 18 yaşını dolduran her bireyin seçme ve seçilme hakkı bulunmakla birlikte ikinci tur zamanı 18 yaşını dolduran bireyler de sandık başına gitme hakkına sahip oldu.

Seçimlere katılım oy atmaktan ibaret olmamakla birlikte vatandaşların müşahit veya sandık gözlemcisi olarak katılma hakları da bulunmaktadır. Ancak sandıklar açılıp sonuçlar açıklanır iken sandıklardaki oy sayımını izleme hakkı vatandaşlara verilmiştir. Buradaki önemli şart her vatandaş oy kullandığı sandığın oy sayımını izleyebilme hakkına sahiptir. Oy sayımını izleyebilme şansı bulunan ve oy sayımında görevli olan sandık görevlilerinin hatasını gördükleri takdirde tutanak tutturma, oyları yeniden saydırma haklarına sahiptirler. Seçim sonuçlarına itirazda bulunabilmek için Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklaması şu şekildedir;

“İtiraz yazı ile veya sözle yapılır. Sözle yapılacak itirazlar gerekçesiyle birlikte tutanağa yazılır. İtiraz edenin adı, soyadı, açık adresi yazılarak imza ettirilir. İmza bilmeyenlere parmak bastırılır.

Kimliğini ispat edemeyenlerin, delil ve gerekçe gösteremeyenlerin itirazları incelenmez, bu sebeple incelenmediği tutanağa yazılır.

Yazılı itirazlarda da yukarıdaki şartlar aranır ve deliller itiraz dilekçesine eklenir. Gerekçesi ve delili olmayan yazılı itirazlar da incelenmez. Her iki halde de itirazın alındığına ve hangi tarihte yapıldığına dair, itiraz yapana alındı belgesi verilir. İtirazlar seçim kurulu başkanına yapılır. Seçim kurulu başkanı bulunamazsa, yazılı itiraz nöbetçi savcıya alındı belgesi ile yapılır. Savcı yapılan itirazın kaydını işleyerek hemen seçim kurulu başkanına gönderir.

Siyasi partiler, seçim başlangıcında partileri adına kimlerin itiraz edebileceklerini mühür ve imzalı bir yazı ile seçim kurullarına bildirirler. İtiraz edebileceklerin imza sirküleri parti başkanınca onaylanarak bildirilir. Parti adına itiraz edeceklerden kimlik aranmaz.

İtirazlarda, delillerin hangi resmi makamlarda bulunduğunun bildirilmesi delil yerine geçer ve bu delili seçim kurulu temin eder.

Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazların yazılı olması lazımdır.”

Seçmenlerin en merak ettiği diğer sorulardan biri ise seçim sonuçlarına itiraz sürelerinin kaç gün olduğu ve bu itirazların nereye yapılacağı olmuştur. Bu konuya ilişkin ise Yüksek Seçim Kurulu tarafından şöyle bir açıklama gelmiştir;

”İlçe seçim kurulu teşkili işlemlerine karşı, il seçim kurullarına bunların teşekkülünden itibaren en geç iki gün içinde itiraz olunabilir. İl seçim kurulları, itirazları en geç iki gün içinde, kesin olarak karara bağlar.”

Siyasi partiler 3 gün içinde YSK’ya başvurmak zorunda. YSK’nın da 3 gün içinde vereceği karar kesin olacak ve kararla ilgili başka bir yere başvurulamayacak. Yapılan itirazlar sonucu YSK, il seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazları karara bağlayacak. Tüm itiraz süreçlerinin ardından YSK, kesin seçim sonuçlarını ilan edecek.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve oy sayımıyla ilgili en kısa ve öz bilgileri bitirmekle beraber sonucun hepimiz için en iyi şekilde olmasını temenni ederim.

 

reklam