Milyonlarca memur ve emekli 2023 zammı için gözünü Aralık ayı enflasyon rakamlarına çevirmişti. Enflasyon, Aralık 2022’de yıllık bazda yüzde 64,27 olurken, bu rakam son 9 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. Enflasyon verileri sonrası memur ve memur emeklileri ocakta toplam yüzde 16,5 zam almaya hak kazandı. SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise yüzde 15,4 zam alacak. Memur, sözleşmeli ve memur emeklileri, zamlı maaşlarını ve enflasyon farkını 15 Ocak’ta alacak. Memurlar için refah payı sonrası yüzde 20, yüzde 30 ve yüzde 40 zam durumları belirlendi. TÜİK’in enflasyon rakamlarına tepki gösteren BES Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, “Ne Memur Sen’in satış sözleşmesi, ne TÜİK’İN sahte enflasyonu… İnsanca yaşayacak ücret istiyoruz” dedi.
Milyonlarca memur ve emekli 2023 zammı için gözünü Aralık ayı enflasyon rakamlarına çevirmişti. TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre: Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 97,72 arttı, aylık yüzde 0,24 azaldı. Buna göre Memur ve emeklilerin 2023 maaş zamları dahil olmak üzere birçok maaş artışını belirleyen Aralık ayı enflasyonu açıklandı. 2022 yılı enflasyonu yüzde 64,27 oldu. Memur, sözleşmeli ve memur emeklilerinin maaşları toplu sözleşme ve enflasyon farkı dolayısıyla yüzde 16,5, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları da yaklaşık yüzde 15,4 artacak. Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, “Yeni yılın bu ilk günlerinde, yine ülke genelinde alanlardayız, insanca bir yaşam, güvenli bir gelecek ve güvenceli bir iş için mücadele kararlılığımız sürüyor. Yaklaşan seçimlerle birlikte emekçileri hatırlayan siyasi iktidar, daha dün aşağıladığı, hatta ekonomiye darbe girişimciliği ile suçladığı “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” için hummalı çalışmalar sonrasında müjdeler açıklıyor. İktidar, Kamu Emekçilerine dört meslek grubu üzerinden vaat ettikten yıllar sonra verilen 3600 ek gösterge ile Kamu Emekçilerinin ek gösterge sorununu çözdüğünü zannediyor. İktidarı döneminde kamuda güvencesiz çalışmayı temel istihdam biçim olarak yaygınlaştıran siyasi iktidar, sözleşmeli kamu emekçilerine kadro vaat ederek yaklaşan seçimler için oy devşirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“MAAŞ ARTIŞLARI REEL DEĞİL”
AK Parti’nin iktidara geldiğinde asgari ücretin altında emekli maaşı yokken, emeklilerin neredeyse tamamının asgari ücretin altında maaş ve ücretlere mahkum edilmiş durumda olduğuna dikkat çeken Doğan, “Yine 2002 yılında ortalama kamu emekçisi maaşları asgari ücretin 3 katı seviyesindeyken; her geçen gün asgari ücret düzeyine yaklaşıyor. Anlaşılacağı üzere asgari ücret ortalama ücret haline geldiği bu dönemde emekçileri enflasyona ezdirmedik söylemi siyasi iktidarın dilinden düşmüyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube sistemle birlikte yasama, yürütme ve yargı dışında, başta Merkez Bankası ve TÜİK olmak üzere tüm kamu kurumları Cumhurbaşkanı’nın talimatları ile çalışıyor. 20 yıllık AKP iktidarında yasaklanmayan bir tane bile grevin olmadığı bu dönemde; yıllardır dillerinden düşürmedikleri hedef 2023 söylemi ile ülke ekonomisi batağa sürüklenirken, yandaş sendika Memur Sen’le birlikte imzalanan satış sözleşmeleriyle Kamu Emekçilerini açlığa mahkum ettiler. Siyasi iktidarın emekçiler adına seçim yaklaşırken sanki bir lütuf olarak attığı bazı adımlar öncelikle lütuf olmadığı gibi emekçilerin taleplerini karşılamaktan da oldukça uzaktır. Asgari ücrete yapılan yüzde 55 zam, TÜİK’in talimatla açıkladığı gerçek enflasyon oranlarının yarısına bile tekabül etmeyen oranlara göre verildiğinden açlık sınırı rakamlarının altında olup, reel bir artış değildir. EYT ile ilgili yapılacak düzenleme ise emekçilerin yıllar önce ödediği prim ve dönemin yasalarına göre hak ettikleri emeklilik hakkının yıllar sonra verilmesinin yanı sıra muhalefet partileri ile EYT platformunun mücadelesi sonucudur” şeklinde konuştu.
“GÜVENCELİ GELECEK İSTİYORUZ”
Kamuda sözleşmeli çalışmayı yaygınlaştıran siyasi iktidarın emekçilerin kadrolu istihdam hakkını seçimden seçime hatırlaması ve seçim vaadi olarak kullanmasını da ikiyüzlülük olarak değerlendiren Doğan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2023 yılının ilk altı ayı için yüzde 8 zam oranının altına imza atarak bir kez daha Kamu Emekçilerini satış sözleşmesine mahkum eden Memur Sen, yine gerçeği yansıtmayan talimatla açıklanan enflasyon oranları ile emekçileri mağdur etmeye devam eden TÜİK’in bugün açıkladığı Aralık ayı TÜFE oranına göre altı aylık yüzde 15,40 oranında enflasyon ile birlikte ( 15,40-7)+8) yüzde 16,40 oranında gerçeklikten uzak bir maaş artışı ile karşı karşıyayız. TÜİK’in bile yandaş sendika Memur Sen’den daha fazla enflasyon farkı verdiği ironik bir durum sonrası kamu emekçisi ve emekliler bu akşam ekran başında Cumhurbaşkanı’nın maaş artışları ile ilgili nihai kararını bekleyecek. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Ne TÜİK’in enflasyonu ne de Memur Sen’in satış sözleşmesine teslim olmayacağız! Toplu sözleşme süreçlerinde kamu emekçilerini satan, sonra kapı kapı ek zam dilenen Memur Sen yöneticilerini buradan bir kez daha protesto ediyor; dilenenler değil, direnenlerin kazanacağı bilinci ve inancı ile mücadeleye devam edeceğimizi kararlılıkla bir kez daha ifade ediyoruz. Bizler kamu emekçileri olarak bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak zam oranını şimdiden protesto ediyoruz! Biz ulufe değil toplu sözleşme istiyoruz! Siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz! Kamu emekçilerinin talepleri konusunda samimiyseniz, gerçek bir toplu sözleşme yasası çıkarın, grev hakkımızla ilgili yasal düzenleme yapın! Kamu kurumlarını liyakat esası ile yeniden yapılandırın, kamuyu emekçilerin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir işleyişe kavuşturun. Kamusal emeklilik sistemini güçlendirin, emeklilikte yaşa takılanların taleplerini karşılarken, adil bir ek gösterge sistemini hayata geçirin, emeklilik yaşında kademeli artış uygulamasına son verin, en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine yükseltin. Çalışırken aldığımız her türlü ek ödemeyi emekli maaşlarımıza dâhil edin. Kamuda en düşük maaşı yoksulluk sınırına yükseltin. Kamuda güvencesiz çalışma biçimlerini yaygın hale getirip seçim dönemlerinde sözleşmeli çalışanları kadroya alacağız diyerek aklımızla dalga geçmeyi bırakın. Vergi dilimi soygununa son verin ve vergide adaleti sağlayın. Sadaka değil gerçek bir toplu sözleşme, grev hakkımızla ilgili yasal düzenleme istiyoruz. Ne TÜİK’in sahte enflasyonuna ne de Memur Sen’in satış sözleşmesine teslim olmayacağız. İnsanca bir yaşam, güvenceli bir iş, güvenli bir gelecek istiyoruz.”