İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Mersin’de Tece Polisevi’ne yapılan bombalı terör saldırısını kınayarak, olay sonrası kentte yapılan gözaltılara tepki gösterdi. İHD Şube Başkanı Hakkı Demir, “Saldırı, pek çok hakkın ihlaline yol açtı” dedi.
Haber Merkezi
Mersin’in Mezitli ilçesi Tece Polisevi’nde 26 Eylül gecesi düzenlenen bombalı terör saldırısı ve ardından kentte gerçekleşen terör operasyonları ile gözaltına alınanlara ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nden kınama ve tepki geldi.
Eğitim – Sen Mersin Şubesi’nde bir basın açıklaması yapan İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, polisevine yönelik silahlı saldırıya ilişkin, “Terör yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen bu kabul edilemez saldırıyı kınıyor, ölenlerin yakınlarının acısını paylaşıyor, yaralılara da acil şifalar diliyoruz” dedi.
Sivillerin de bulunduğu bir ortamda yaşanan şiddet olayının, başta yaşam hakkı olmak üzere insancıl hukuk ve daha pek çok hakkın ihlaline yol açtığını savunan Demir, “Ancak yaşananlar, siyasal iktidarın temel hak ve özgürlüklere yönelik yeni kısıtlama ve baskı uygulamalarına, kutuplaştırıcı söylem ve güvenlikçi politikalarına gerekçe oluşturmamalıdır.
Kamuoyunda oluşan tüm endişelerin giderilmesi, bilhassa da medya üzerinden üretilen spekülasyonlara ve nefret söylemine son verilmesi için derhal etkin soruşturma başlatılmalı, hakikat ortaya çıkarılmalıdır.
“BİRİLERİ MERSİN’DE DÜĞMEYE BASTI”
Bu sabah gözaltı haberleriyle uyandık. Mersin Büyükşehir Belediyesine yönelik algı operasyonlarının bir parçası olduğu açık bu operasyonlarda kesin olmamakla beraber 55 gözaltı olduğu söylenmektedir. Gözaltına alınanlardan biri de kamuoyunun yakından tanıdığı Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanı sayın Bedrettin Gündeş’tir.
Bedrettin Gündeş adresi belli olan ve çağrıldığında asla ifade vermeye gitmekten imtina etmeyecek bir insandır. Her zaman hak temelli barış ve huzur mücadelesi veren derneğimizin de üyesidir. TRT haber eşliğinde evine baskın yapılması ve gözaltına alınış şekli yeterince bilgi sahibi olmadığımız diğer gözaltılar hakkında da endişe verici bir izlenimi bırakmaktadır.
Gözaltıların çoğunun gazetecilere, yerel yönetimlerdeki çalışanlara ve yerel aktivistlere dönük olması, gözaltıların ülkemizin içine girdiği seçim atmosferiyle ilgili olduğu, halk arasında ayrışmaları arttırmak amacı taşıdığı izlenimi doğurmakta; deyim yerindeyse ‘Birileri Mersin’de düğmeye bastı’ dedirtmektedir.
“BARIŞ NÖBETİNE BAŞLIYORUZ”
İktidara yakınlığıyla bilinen yazılı ve görsel medyanın bu konuyla ilgili attıkları başlıklarda halka sükunet ve barış çağrısı yapmak yerine kutuplaştırıcı dil kullanılması da iyi niyete yorulamamıştır. Bir hukuk devletinde TRT başta olmak üzere iktidara yakın medya kuruluşlarının ayrıştırıcı haber başlıklarını derhal durdurması ve barışa çağrı yapması gerektiğini önemle hatırlatıyoruz.
Kaos ve karanlıktan, toplumu kutuplaştırmaktan ve terörize etmekten güç devşirmeye çalışan muktedirlere karşı emek ve demokrasi güçlerinin daha çok dayanışması, her türlü haksız ve hukuksuz uygulamalara amasız fakatsız karşı durması ve tepki vermesi gerekir. Nitekim barış ortamı tesis edilen ve kutuplaşmaların olmadığı bir ülkede çatışmalı eylemlerin de gerçekleşmeyeceği aşikardır.
Türkiye’nin 2014 yılı 17 Haziran – 1 Kasım benzeri bir ortama sürüklenmesinin önüne geçilebilmesinin yolu barıştan, emekten, insan haklarından, doğadan ve demokrasiden yana olan güçlerin sesinin daha gür çıkmasından geçmektedir.
Bizler, insan hakları savunucuları olarak barışa çağrımızı yineliyor bu cihetle her ayın ilk cuması saat 14:00-18:00 saatleri arasında barış nöbeti yapacağımızı bir kez daha duyuruyor, duyarlı tüm Mersin halkını nöbetimize bekliyoruz” diye konuştu.